WWW.ELAZİZ.THE-UP.COM - ELAZIĞLILAR BURADA BULUŞUYOR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

EJDERHA TAŞI EFSANESİ

Aşağa gitmek

EJDERHA TAŞI EFSANESİ Empty EJDERHA TAŞI EFSANESİ

Mesaj  Admin Paz Tem. 01, 2007 6:38 pm

EJDERHA TAŞI EFSANESİ



Elazığ Valiliği ve Elazığ Belediyesi’nin Dikkatlerine!

Ejderha Taşı Yok Olmak Üzere



Elazığ’ın tarihi ve turistik bir yerleşim birimi olan Harput’ta Buzluk-Fatih Ahmet Baba Kavşağının güney bitişiğinde bulunan ve efsanelere konu olan EJDERHA TAŞI’nın yok olmak üzere olduğu görüldü.

Ejderha Taşı rahmetli Ahmet Kabaklı tarafından da 110 sayfalık bir kitap haline getirilerek Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları arasında yayınlanmıştı. Ahmet Kabaklı Hocanın çocuklarımız için kaleme aldığı gerçek bir çocuk klâsiği bu. Ejderha Taşı, çocukların zevkle okudukları ve dersler aldıkları Kabaklı’nın Harput’taki çocukluk günlerinin büyülü havasını günümüze taşıyan bir eser olması bakımından büyük önem taşıyor.







Elazığ Valiliğini ve Elazığ Belediye Başkanlığını rüzgara, yağmura, kara, buza karşı artık daha fazla direnemeyen, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan, efsanesi ile ünlü Ejderha Taşı’nı koruma altına almaya davet ediyoruz.

Elazığlı değerli yazarımız rahmetli Şeyhülmuharririn Ahmet KABAKLI'dan dinleyelim:

Ejderha ne demektir çocuklar? Sizde bilmezsiniz bende... Başkaları da pek bilmezler. Onu yılanlar Prensesi Şahmaran'ın oğlu veya babası diye tanıtanlar da oluyor. Gözleri eşeklerin gözleri gibi munis gelir bana. Tüyleri kuzu tüyü yumuşaklığındadır. Geceleri rengarenk olur ejderha ve uzaktan ışıl ışıldır. Yavruları da vardır Ejderha'nın. Çocukları da vardır, hatta onları okşadığını, onlarla konuştuğunu hayal ederim.

Aslında küçükken Ejderha'dan korkardım. Daha doğrusu “Ejderha Taşı”ndan. Şimdi anlatayım. Bugünkü Elazığ'ın aslı ve atası olan Harput'u bilirsiniz. Çocukken biz kartal yuvasına benzeyen, çok camili ve çok türbeli, Harput'ta otururduk. Yazlarımız ise, Harput yakınındaki "Göllü Bağ" denilen bol dutlu, elmalı, üzümlü bahçemizde geçerdi.

Babamı henüz tanıyacak yaşa gelmeden kaybetmişim. Annem kardeşimle bizim ellerimizden tutar, bizi Harput’tan Göllübağ’a götürürdü. Yolun başladığı bir yassı tepe üzerinde, Harput'a bakar gibi sırtı ve başı havaya kalkmış, devimsi kara bir taş vardır. Kendisi toprağa gömülmüş de, sırtı, boynu ve ayağı açıkta kalmış, yürüyüş halinde bir dev hayvan heykelini andıran bu kocaman görüntünün, iki yanında da tıpkı kendine benzer, ikişer yavrusu bulunur.

Annem, herhalde bizi yutar korkusundan olacak bu büyük ve küçük taşların üstüne çıkmamıza izin vermezdi:

-“Bu Ejderha Taşı’dır” derdi.

-“Ne demek ana Ejderha Taşı?”

-“Oğlum, bu gördüğünüz şey vaktiyle ifrit bir ejderha imiş; yanındakiler de onun yavruları.



Bak görüyor musunuz, Harput'un üzerine doğru yürüyorlar! O eski zamanlarda meğer Harput’u yutmaya gelirlermiş de şehirde herkes korkmaya başlamış.

Bunun üzerine, ağzı dualı, gönlü temiz, çok okumuş Allah’a yakın adamlar şu karşıdaki Eğri Minare’nin yanında görünen Süt Kalesi’nin mescidine çıkmışlar. Alın koyup namaz kılmışlar ve hep bir ağızdan halka dua bu canavara da beddua etmişler ki, olduğu yerde kalsın. Harput’u yutmasın... Kurban olduğum Allah işte o ulu kişilerin dualarını kabul etmiş de, bu Ejderha ile yavruları hemen şuracıkta taş kesilmişler. Sizde sakın bu yerlerde bu millete bir eğrilik bir kötülük etmeyin ha... Allah sizi de taş yapar. Ama bizim gözlerimizin yuvarlandığını ve korkmaya başladığımızı görünce hemen sesini yavaşlatır.:

-“Allah onu taş yapmış ama kim bilir ne kadar eskiden... Sonra çok büyük fenalık yapacakmış, camileri ve insanları toptan yutacakmış de ondan taş yapmış Rabbim. Siz korkmayın! Allah'ım size kıymaz. Hiç de taş olmazsınız!” derdi ve sanki taş kesilmemizi önlemek isteyen bir çabuklukla gelir, boynumuza sarılır beni ve kardeşimi öperdi...

Zamanlar geçti, Ejderha Taş'ından korkmaz oldum. Hatta bu asrın dev kamyonlarını silahlarını, tanklarını, uçaklarını onların ölüm saçan, yıkan kazalarda insanlar parçalayan vahşetini gördükçe eski zamanın ejderhaları bana çok da munis, afacan, yaramaz ve sevimli gelmeye başladılar...

Ama, bu “Ejderha Taşı Efsanesi”nin bende bıraktığı dersi, anamın anlattığı şeylerin hikmetini, hiç bir zaman unutamamış, yalana ve hafife almamışımdır. O yüzden hala inanırım ki: Güzel yurdumuza fenalık yapmaya, onu yutmaya, sömürmeye veya elimizden almaya gelenler veya kalkışanlar, temiz huylu, yüce ruhlu milletimizin duaları ile taş kesilirler; gayretleri ve savaşları ile perişan olurlar.
Admin
Admin
Admin
Admin

Erkek
Mesaj Sayısı : 777
Yaş : 43
Kayıt tarihi : 30/06/07

http://www.elaziz.yetkin-forum.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz